Bu acı tecrübe ciğerine kadar yaktı yine. Bu ülkenin çoğunun yazgısı gibi o da ait olduğunu düşündüklerinden yaralıydı. Bu debdebe merakı yıprattıkça yıprattı ve daha da yalnızlaştı. Böyle böyle yaşamayı öğrenecek işte, sonra bi' bakacak ki bu koca acılar çekmiş kalp toprak olmuş. Eninde sonunda sonuç bu olacaksa değer mi bunca acıya... Şimdi kimliğini de kaybetti, o kimdi? Gerçekten var mıydı? Kimin neyiydi? Evet, bedeni bu evrende bi' yer kaplıyordu ama hiç yok gibiydi. Bu tezatlıklar kafasını iyice karıştırdı, en sonunda soluğunu alıp veremez hale geldi. Ölümle dinlenmek istedi, çok yorulmuştu ama ölemedi, istemekle ölünmüyor ki! O da sanki ölüymüş gibi yaşamayı seçti. İçinde öfke yoktu ama etrafı sislerle kaplıydı, ne önünü ne de etrafını görebiliyordu. Sonra bıraktı kendini zihninin boşluğuna, bilincindeki tonlarca ağırlıkla. ''Sonra ne olacak'' diye düşünmeden bu günün de bittiğine şükrederek kapadı gözlerini.