Gün batımına doğru hareket,

Vira bismillah.

Ufuk çizgisinde bizi bekleyenler var.

Güneşi yakalamaya gidiyoruz.


Eşsiz fotoğraf manzaralarını,

Gözlerimize kaydedip

Akıp giden hayal dünyamızla

Resimler çiziyoruz.


Yanımıza hiçbir şey almadan

Yol öğretir diyoruz ve

Yola bırakıyoruz kendimizi.

Güneşin kırmızıya çalan tonunu,

Sarısını, turuncusunu,

Tası tarağı toplayıp gidiyoruz.


Bulut kümeleri, rüzgârlar ve yağmurlar

Eşlik ediyor bizlere, binlerce yıllık seyahat tecrübeleriyle.

Sonunu düşünmeden çıkmanın özgürlük hissini,

Ne verebilir planlanmadan çıkılan yolculuğun zevkini?


Babam duysa kızar bize.

Yolculuklar planlanan şeylerdir ona göre

Üç valizden aşağısı da kurtarmaz der ama

Valizdekilerin yarıdan fazlasını da kullanmaz.


Ölüme gider gibi gidiyoruz ansızın

Mükemmel zamanı beklemeden

Anlatacak ne çok maceramız olacak,

Ölüm bizi bulmadan.


Paramız mı yok? Olsun.

Yeri gelirse yatarız çimlerde,

Belki uykusuz kalır gözlerimiz.

Çalınır eşyalarımız, yağmur altında ıslanırız

Hangi eğitim tecrübenin yerini alır?

Yeter ki hayatı ıskalamayalım.


Gel bu dünya hepimize yeter.

Kapı eşiğini aş, katıl aramıza.

Sınırlar, sınırlarını belirlediğin kadardır.

Dalga geçecekler, umursama.

Çünkü tabut dar gelir de bazılarına,

Ömrü tamamlar üç artı bir de.