Uzun bir yoldayım, fiziksel değil. Nereye varacağını bilmediğim onlarca düşüncenin peşinden gidiyorum. Mükemmel cümlelerim yok, mükemmel bir insan da olamadım zaten ama yazıyorum çünkü yazmak mükemmel olmayı gerektirmiyor. Erken eriştiğim olgunluktan başka bir şey yok elimde ne garip insanlar bunun güzel olduğunu söyler ne saçma(!) İnsanlar kendilerinde olmayan her şeyi ve erişemedikleri her duyguyu güzel bulurlar, insanlar hep böyledir zaten! Etrafı dinliyorum saçma bir uğultu. Sessizliğin tadına varamamış onca insanın arasında savruluyorum. (Bir susun be!) Gürültüleri çıkardıkları seslerden bağımsız varlıkları bile bir gürültü haline gelmiş insanlar var anlamlandıramadığım. Böyle insanlardan hep uzak durmuşumdur ve ne kadar uzak dursam da hep böyle insanlarla çevremi doldurmuş olmam evrenin bana kurduğu bir tuzak olduğunu düşünüyorum. Hayatım boyunca çok fazla seyahat ettim. Üniversiteyi şehir dışında okumuş olmanın en büyük avantajı buydu benim için. Bu seyahatler çoğunlukla tek başıma yaptığım seyahatlerdi. Tek başına seyahat etmek bir nevi gerçek hayat yolculuğumuzun bir betimlemesi gibi tek fark nereye gideceğini biliyor olmak. Bilmeseydim diyorum daha heyecanlı olmaz mıydı? Korkar mıydım? ama korkmak için hâlâ çok geç olmaz mıydı? Bir yola çıkmışsan eğer artık korkmak için çok geçtir.