‘Ödedim kirasını bu dünyanın
Kaç gece göz çukurlarımda asılı kalan tutsak korkularla’
I
-Sırları akrep bakışlarında gizli bir yolculuk-
Çırpınmak ne kelime:
Avuçlarımda erirken seyrettim hayatı kibar semt yağmurlarında
Sonra durdum ve dinledim
İşte sen geçiyordun
Usul usul esen bir rüzgar gibi hafızamdan
Ne ruhum bedenime söz geçiriyor
Ne başıbozuk çarpık adımlarım hedefini buluyordu
Ama sen geçiyordun kırlangıçların tütsülediği
Haramilerin ellerinde taşlar ve sopalarla kiraz kokulu dünlerimize saldırdığı
Renk cümbüşü sokaklardan
Yalın doru tayların gökyüzüyle dans ettiği
Apansız bozkırların kalp atışını dinlediği bir ritim edasıyla
Geçtin ve gittin.
II
İncelen yemin kayışlarımı kopar zaman! harabım
Derken şimdi beklemek zor, dedi bir arif ansızın
Ve anlattı asırlara uzanan tecrübesini:
Iskaladın mı bir kez yalnız bırakılmış kalbin hatıralarını
Artık gideni tutmak mümkün değil
Tevehhümü sarılmış inancın yollarında
Yırttın mı bir kez şüphelerinden firar etmiş sayfaları
Tutunmak bir kelimeye çare değil
Dikiş tutmaz bertaraf olmuş kan çanağı umutların
Yıkılması içten bile değil
Dermanın olmazsa ilerlemeye
Ücra köşelerde çarpa çarpa geçtiğin vakur bakışlarda bulursun kendini
Çünkü bu aşk dedikleri bildiğin gibi değil
Gönül çehrelerini boyamışlar siyahın en koyusuna
Konuşturma sakın! Akıyor yalan iltihabı hileli cümlelerde
Sarıldığın dikenli sarmaşık, sevgi dolu kollar değil.
Dur, dur daha fazla gitme! Alevleri geçmişle kaplı bu yolun
Zifiri karanlığa mahkum acılarla yaşamak
Ölmekten evla değil.
III
Sonra sitem yağmurları başladı: inciten yenilgilerden kopan fırtınaları ayazlar
Ve yeryüzünü kuşatan bir evimiz vardı
Halısı yıldırımlarla bulanık
Sahip olduğum tek ve kesin gerçekti
Sesi kısık bir radyonun üzerime yıkılan taş duvarları
Biliyordum, kalbim artık eskisi gibi mercan gülümsemelerine sahip olmayacaktı
Biliyordum, annemin duası olmasa
Azabın en katmerlisi kılcal damarlarımdan çaresizliğime akacaktı
Yoksulluğum nicedir kesif topraklarını serpeliyor avuçlarıma
Üflüyorum mutluluğun heyulasına
Gülünmezse var olur mu kemikleri
Suçlara köle bakışlar arasında yer arayan insan müsveddeleri.
IV
Tekrar ve tekrar
Koştum gocunmadan talihi yabana atılmış sabahların hatrına
Yetişebildim mi: Sanmam! Durdum artık kaybettiğim sevgi fonksiyonlarıyla
Bir yer kaptım kendime sonsuzluğun masasından
Taze sıkılmış gündönümü sularıyla süslendi intiharlarım
Her yeni gün acılara misafir çığlıklarla uyandım
Ben hasmını asırlardır kaybetmiş bir borçluyum
Şimdi sen ne kadar parçalasan da kasvetini
Şiltesi beyaz duvarlara örtülü sağır dokunuşlarda
Gardımı aldım ve bekliyorum:
Yıkılmadan bitmeyecek bu hissiz yolculuğum.
Muhammed Çağrı Güzel
2021-03-14T21:51:32+03:00Söylediklerinizi dikkate alacağım, çok teşekkür ederim değerli yorumlarınız için :)
Sena Türkmen
2021-03-14T21:46:50+03:00Bazı noktalarda daha sadeleştirilse etkisini arttırırdı diye düşündüm. Nesire yaklaşan kısımlar üzerinde biraz çalışılabilir. Ellerinize sağlık. :)
Muhammed Çağrı Güzel
2021-03-14T21:27:48+03:00Teşekkür ederim yorumunuz için :)
hadsafhada
2021-03-14T21:00:03+03:00sırları akrep bakışlarında gizli bir yolculuk... 💎