çizgide dümdüz yürümek mümkün mü?

imkansız bir ayıklıkla sınanıyorum,

nereye dönsem yüzümü tutarlılık,

sapmaz ve emin

çelişkisini öldürmüş aklı başındalık.


neyi güzelliyoruz bugün, ben de isterim

elimizden bir şey gelmez çağımızdayız

dışımızda gelişen koşullar, dışımızda kaldığı sürece

aklımıza geldikçe dertlendiğimiz

bir sorundur açlık.

ne gerekiyorsa onu mu yapıyorduk, neydi

işte onu yaparken biz

birileri

mor bir mendil gibi savruldu göğe

altı toprak, üstü taş

ve saman kağıdında birkaç harftir genç ölü.


sonra pazar kahvaltıları,

fırçadan saçılmış boya gibi

renk renk dolu bir masa,

masanın etrafında mutlu aile,

aile içinde sevgi;

sevgi de özgürlük gibi

senin çıkarın benim çıkarımla

benim sınırım senin sınırınla

oyunun kuralına göre her şey.

sahi kimin nesi olmakla tanımlanır insan en çok

hangi kimliği daha güzel taşır

bir bildiğiniz vardır elbet.


çizgide düz yürüyemiyorum,

benim suçum değil.

ayıklığımı böyle sınamayın

ayaklarım dikenlerinize dolanıyor

kurumuş nehirlere borçlu bir yolcuyum

boğulmuş ormanlara, kuş telaşına

kabul etmiyorum, hayır, o kapıdan girmeyeceğim

akşam eve dönmeyeceğim,

öte beri almayacağım

hiç kimsenin hiçbir şeyi

hiçbir şeyin hiç kimsesi

iz bile bırakmayacağım.