Tutulacak daldan öte

Tutacak filizin kırılışı bu

Âh ki benmişim başından geçen


Seni ikna etmem için dört satır verdiler

Sonrası beş harften denemek bir gülü

Kokusu solgun öncesi yağmurun

Ve hata payı ölçülen selâmlar nezaretinde

Bir bakış yeter dediler

Terk etmeye 

Ne noksan şehir

Ne fazla hicret

Bir yakış candan

Bir soluş can-î

Bir bakış 

Yeter dediler

Bir

Yeter



Uzanamadığın imtihanında elmanın

Dizelere dökmek boğazına takılan

Teksin ölüsünde heyecanın

Ve ağırlığı

Uzaklığından omzunun


Bulutu aydınlatan güneşli bir günde

Ölümü hatırlamak

Nasıl da boşa çıkarıyor dargınlıkları

Sana

Bana

Ve onlara dair

Bir dingin yürek ve bıraktığın yükün

Saklımda hep gün ve serildiği yüzün

Ümidim mağfirete

Yol uzun yok hüzün

Hatırlatsam ya ölümü tebessüm kıyısından

Erise martı vuran buzdan güzün

Sana

Sana ve

Onlara ait

Yol uzun

Yol uzun yok yüzüm



Cevapsız kaç mektup

Bir susuz şiir eder


Müsvedde yarım kâlp

Cılız bir ümit üzerinde


Kaçırılırken gözler ânda

Yamasız harflerim kandadır



Her üzenin

Üzeri akşam


Tutulacak daldan öte

Tutacak filizin kırılışı bu

Âh ki benmişim başımdan geçen

Tükenerek biriken siyâhlık ben

Vefayı yorgunluktan öğrenen

Düşememek yakasından hüznün

Üzülerek biten mavilik birazmış

Biz kadarmış bağrı bozgunun


Tüm soğukların avucunda

Ne ettinse açamadın kendini

Sevdin 

Yazdın

Kaçtın

Bir ömürlük hata yanı

Kenarı can

Âh ki benmişim yaşımdan geçen



Gözümde bir yaş

Yol boyu 

-Manzarayı değil-

Köşeleri izliyor camdan

Hüzündür bu


Keskin sözler aradım

Yarım kalan dalgın bir bakışla hep

Tortuları hizaya çektiler güya

Geceydi soğuk

Bir çocuk gülüşüne sabah kalaydı

Çırpılardan bendim sol yanımda

Tutmak ne mümkün selini çağın

Hangi bahçenin sahibiydik söyle

Öyle harap, öyle bîtap, öyle yorgun

Hangi toprakta

Böyle

Sürgün

Âh ki bendim yanımda kalan




Gök 

gördüğün kadar gök


Su 

geçtiğin kadar aziz


Mavi 

ezdiğin kadar gül




Gözümde bir yaş

Yol boyu 

Hazanlara dalıyor candan

Yüzümdür bu








Mirza Şâmil.

16Mart’24





Yine böyle çoktandır

Niye söyle hüzün



.