Yol yokuş, kafam susmuyor, on yedi kilometre yol gitmişim, ara ara hatırladım sonra, yıkık bir benzinlik, geceye orada ortak olunmuş... Ertesi gün yaşanmamış kadar yok bende, hangi ağaca içimi döktüm bilmiyorum. Acı bir tat, sanki vurulmuşum zehirli bir ok ile, bilmem yay kimin elinde?
Dört köy geçtiğimi hatırlıyorum...
İki gün sonra uyandım, eğri bir aynadan seyreder gibi kafamın içinde duydum. Neredeyiz? Bir şehir viran olmuş, eski bir klinik sandım önce, sonra anladım ki inşa edilemeyen bir baraka. Doğruldum ve sarıldım kolona bir rüyaya dokunurcasına.
Bir ömür sürecek dedim kendi kendime, her defasında düşeceğim bir sanrı parçasına...
Orayı terk ettiğimde gidecek bir yerim olduğuna sığınıp tekrar ettim içimde, ayakta durmak zor ama yaşamak var sonunda, yaşamak denilirse...
Yol bitti, yol bitince evine döner insan.
Keşke herkesin evi vicdanı olsa.