--
hiç olmamış bir duvar saatinde
dövülen zamandı
boş kiremitler diktiğimiz
alaca belece alıştığımız evcilik
ki sen annesindir hep
ve işe gitmenin kahrı arasında
kayıp ilanlarında aramak özneyi
oldu ya
açık saçık konuştun adımı
ki ben yoldan geçen adam olurdum
aldın koynuna soktun
yeltendiğin benleri
--
bile bile lades tılsımdaki mut
görür annem ağzımda
sancısını sönen sakrenin
ve tedavülden kalkmış sevda tümleri
ebede biletsiz üçüncü mevkide gider
çocukluk diploması olmayan sanrılar
beynimin dikine doktor imzalı prangalar
birer birer hazırlar sokakları göğü
birer birer ölü insanları
oturduğum ev gelişigüzeldir
ölü sevgilim gelişi güzel
... gitsin-
ardıl kalmak gibi bir huyum var
inanmadığım için daha kutsal bir şeye
varlığımın zararından
etimi bağladığımdan
erinç platosuna attığım suni başaklara
urganımı şeytan aldı götürdü
satamadan getirdi
mabedimden geçen ruhban haziran
yedinde bayram var yabancında rüzgar
bileklerimde açan kızılcalar
bacaklarımda mezarlık
içim dışıma kadar karanlık karanlık
eşyaya ol diyen rab
yine de öl deme bana
güzelken bildiğim tüm yüzler yüzünden
hiç çıkmadı sakallarım
acele yürüdüm
kimse görmedi ellerimi
ayak sesim yoktu
gölgem dalaşmadı kimseye
günden sakıdım tenimi
ki ben yoldan geçen adam olurdum
-ben said nasılım?
-bayağı iyiyim