Işığın fevkine baktığım yerde duruyorum
Uzun yoldan geldim dilekçe götürüyorum
Aynı telden şarkılar söyleyen yoldaşlar, bir ben duyuyorum
Bir de tozlu kentin boş binaları .
Şimdi ete kemiğe bürünmüş bir dolmuş geçecek
Işığın fevkine baktığım yerde duruyorum, binersem yoldaşlar gidecek
Uzun yola gidiyorum
Yoldaşlar soylu
Hiçbir soylu soyluluğundan şikâyet eder mi?
Ben konuşursam kıvama giremeyen yoldaşlar pratikleşir belki vücut bulmakta
Görünmez bir yola gidiyorum saat önemsiz, zaman hiç olmadığı kadar değersiz
Yoldaş kara
Şehir sessiz
İki kelam eder, sesleniş olur, saltanat çöker
İnanç zanneder
İşte yine ayaklarımız toprağın köklerinde
Bir dokunuş ile var olma teşebbüsünde bulunursam, baki kılın imgelerle
Işığın fevkine baktığım yerde duruyorum
Gözlerimiz ve tenimiz ayın gövdesi
Ve saçlarımız yağmurun ağırlığında
Biraz da yoldaş yük oldu bana
Adım attığım yer kayıp haritada
Aklanmak için yoldaşlara, izin veririm yağmalanmama
Ve sezmek yalnızlığı koşar adım hoyratlığımda
Işığın fevkine baktığım yerde duruyorum,
Tan ağarıyor
Doğmamış ışık hüzmelerine kapıyorum gözlerimi
Yoldaş kayboluyor göz açıp kapayıncaya
Işığın fevkine baktığım yerde duruyorum
Işık da sönüyor sonra…
Esma gül sğrc
2020-12-05T19:24:56+03:00teşekkür ederim :)
Yavuz Türkmen
2020-12-05T09:57:53+03:00Bütün şiir tek bir dize gibi. Büsbütün. Emeğinize sağlık yoldaş ✊🏻😊
Esma gül sğrc
2020-11-17T10:39:34+03:00Esra hocam çok teşekkür ederim :)