Yol seni yola götürür. Gitmek güzeldir, vakitli. Geçtiğin beldelerde bir öykü vardır. Sana seslenen, senden sana gelen. Bak ve başla, merhametinle duy, ellerinle dinle. Sen yolsun unutma. Yürüdükçe harlanacak ateşin. Ateş senin gönlün. Yandıkça yanacak gözlerinde aşk. Gör ve yürümeye devam et. Yürü seninle beraber dağlarda yürüsün. Dağların yürüyüşünde heybet, senin alnında gurbet büyüsün.
Yolun yürüdüğüdür, asfaltı yakan. Vardıkça yanmalısın ayaklarından. Erimelisin kışın, yazın; senin mevsimin olmamalı. Mevsimler de yürür seninle. Sen en güzel mevsimsin bil. Bilmek yürüdükçe aşılır. Bastığın yerlerden sesleneni dinle. Tohumun yürüyüşünden sana düşeni al. Ağaçtan düşeni herkes alır. Kalple al, gönülle ver, yürekle iste.
Yiğitçe başlat kavganı. Yumruklarında kıvılcımlansın mana. Vurmak başlatmıyorsa anlamı, yazık güllerine konan bülbüllere. Yazık ki konmayacak en güzel bülbül en güzel güle de. Sana hayranlıkla bakarken su, sana sızlanırken yağan kar. Sen başlatmalısın yürüyüşü. Nedir sende yürütecek o endamlı sır? Yürü cevaplar ayağına gelecek. Yürü seninle gelecek şah-ı yalnızlık. Ve büyüyecek Ay'ın aydınlatan heybetli yalnızlığı sende.
En uzun, gece yürür insan. Karanlık öz kardeşidir, örselenmiş ayakların. Adımlar sahicidir uzun atılır toprağın göğsüne. Bağrında, bağırtıcı sancıyla geçerken yer yuvarlağından göğün yürüyüşene eşlik et. Eşiklerden geçerken incitme. Sen eşik ol ve eşitle sevgiyi. Sevgi senin eşiklerinde al onu ve hiç kaybetme.
Bilirim yürümek, büyümektir. Yorul, cömertçe harca yıllarını ayak bileklerinde. Yıllanmış bir çınarın gövdesinde soluklan. Rüzgarların aşındırdığı kayalıklardan bak, gerekirse uçurumlardan düş. Çünkü sen düşüşlerin en güzelisin, düşlerinde. Ve unutma yürümek, hatırlamaktır. Hatırla o güzel mısrayı. "Yürürüm, ölümdür yürünülmeyen.