Benden uzak bir zamanda 

iki karahindiba tüyü uçuştular, 

yalnız birinin haz duyduğunu var saydım

sonra, biri hep mutsuzdu

ve doğdum. 

yürüyebildikleri yollar kadarım, bence 

deniz kenarları 

orman sisi ve kanarya... 

acıklı bir kadından kalan izin dolduğu 

dar bir geçit, uçurtma ve turuncu. 

sabit ve kana durgun bir adamın 

resim çizmek adına durduğu manzaralar dar. 


Şu an var elimde, sadece dokunabildiklerim 

değişemeyecek eski, zaman ve endişe, 

her gün yeni bir yüz tanıyorum yansımamdan 

her gün öfkeyi ve nefreti yeniden tanımlıyorum. 

Elime sığan ne varsa yara, kendim ve duvar 

sakin kalabilmek için ne varsa kullanıyorum 

istemsiz hatırlayışlar, kabuslar ve tavan 

beyazlığı alan tozların sonu hep hayf.

Umutlu ve çalışkanım akşama kadar 

kendim ve kendime yapıştırdığım parçalarla, 

ve iyi gelmediğini bilerek şarkının

ve iyi gelmediğini şiirin

ve iyi gelmediğini hayal kurmanın

ve iyi gelmediğini/ hep yine de. 

İyileşmeli! 

yamukluğum

Her şeyi kabul ederek düzeleceğini sanıp.