Her şeyden önce “Yunan Tuhaf Dalgası” ve Theo Angelopoulos’tan bahsetmek lazım. Tarihin neresine bakarsanız bakın gördüğünüz şeylerden farkı yok aslında. Yaşanan birtakım sorunlar, insanların bir çıkış arayışı ve sonunda ortaya çıkan yeni hareketler. Yunan Dalgası da yaşanan sıkıntı ve yeni arayışların sonucunda kendini doğuruyor. Angelopulos’un “Sonsuzluk ve Bir Gün” ile tüm dünyaya tanıttığı Yunan Sineması uzun süren bir sessizliğe gömülüyor. İşte burada Lanthimos bayrağı alıp dalgalandırıyor adeta. Kazanılmadık ödül bırakmıyor “tuhaf” filmleriyle.
Dogtooth bu bayrağın önemli sembollerinden. Film Lanthimos’un imzalarıyla dolu. Yapılan zoom outlar, döneminden ilham alan duygusuz oyunculuklar ve metaforlar. Ama sorun burada, her şeyin başında başlıyor. Diğer Lanthimos filmlerinde olduğu gibi, Dogtooth’da bir metafor üzerine kurulu. Kendine bir evren kurması ve izleyeni bu evrenin içine alma başarısı takdire şayan fakat bu evren bir kitapta da kurulabilirdi diye düşünüyorum. Sanatsal açıdan çok başarılı, evet, ama korkarım bir sanat galerisinde değiliz. Film özelliklerini taşımayan ama çok güçlü bir fikre dayanan bir film. Bütün kuralları yıkma iddiasını biraz fazla kaçırmış gibi. Bütün kuralları yıkmak isteyen bir sanatçının fotoğraf galerisine gittiğinizi düşünün. Her yerde video görüp, yalnızca birkaç fotoğraf görmek pek mantıklı olmazdı doğrusu. :)
Sefergüzin
2024-02-12T11:17:10+03:00Teşekkür ederim, bu yazdıklarım bir suçlama değil saptama zaten. Tarzını beğenirim fakat gerçekten tarzı bu mu bilmiyorum:)
Davut Kurt
2024-02-12T04:10:14+03:00Lanthimos sinemasını çok severim ancak eleştiriye çok açık olduğu bariz bir gerçek. Öncelikle dogtooth gibi bir filmler kuralları yıkmaya çalışan bir yapısı vardı yazdığınız gibi. Alpler ve Lobster'de öyleydi. Ancak Hollywood'a yükseldikten sonra "Sarayın Gözdesi" filminde bunların aslında biraz show için yapıldığını hissettim. Hala seviyorum orası ayrı ama sanatı tamamen toplum için yapan biri olarak görüyorum Yorgos'u. Bu eleştiri onu yermek için değil tamamen kişisel bir tespitim. Poor Things de bu şekilde ama yine şahaneydi.
Elinize sağlık güzel bir inceleme olmuş 🌺