Güneş yüzümü ısıtırken ve ayaklarımın tabanı yanarken koşmaya devam ettim. Uçsuz bucaksız olan bu tarlada neden koşturduğumu bilmiyordum. Kimi arıyordum? Kendimi mi arıyordum ya da geleceğimi mi arıyordum bilmiyordum. Belki de ruhumu kurtarmak istiyordum. Az sonra küçük kardeşim, "Dur artık!" diye bağırdığında kendimin farkına vardım. Ben gerçekten iyi değildim. Annemi özlemiştim. Abimi özlemiştim. Babam, tarlanın biraz ilerisinde kalan evin içerisindeydi. Ama annem ve abim kim bilir hangi toprakta çiçek açıyorlardı? Yorulmuştum. Koşmayı bıraktım ve kardeşimin elinden tutarak eve gittim. Babamın göğsüne yattım ve ağzımdan bir söz çıktı:
"Ben bizi çok özledim, baba."