günün ikinci nurofen'ini içtim az önce. umarım sabaha iyi bi boğazla kalkarım çünkü yetiştirmem gereken önemli şeyler var. gribal enfeksiyonların en rahatsız edici yönlerinden biri, hem göze hem de kulağa baskı uygulaması. ulan zaten zor yutkunuyorum, düzgün nefes alamıyorum. üstüne bir de diğer uzuvlarımın fonksiyonları zarar görüyor.


termos bardağa koyup içmeyi unuttuğum için ılıyan çayı bitirdim şimdi. neyseki keyif çayı değildi de, çok rahatsız etmedi. gerçi çay konusunda sıkı kıstaslarım yok hiçbir zaman, mide bulandırmayacak güvenli sıcak içecek gözüyle bakıyorum. bi ara anlatıp kınamanıza müsade ederim. allah yaşlanana kadar çaycılıkla geçinen dedeme sabır versin.


daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama bi ara hayatımı kolaylaştıran müthiş şeyler başlıklı bi liste yapmak istiyorum. birçok şeyi yazarak yönetmek, etik açıdan sorgulanabilir olsa da adblock kullanmak (akıl sağlığım için mecburdum) ve tiktok kullanmamak falan dahil mesela buna. birçoğunun da ortak noktası zaman tasarrufu ve zihin berraklaştırma amaçlarına hizmet etmesi. böyle tespit edip de karar vermediğim halde üstelik. sadece öyle gelişti. bu da demek oluyor ki içten içe zamanımın kıymetini biliyor ve elimden geldiğince iyi kullanma güdüsüyle hareket ediyorum. aferin.


ful küçük harflerle yazma sevdamdan ne zaman vazgeçerim acaba.. diğer türlüsü çok nadir hoş geliyor gözüme. böylesi daha rahat, daha temiz gibi. çok rahat, çok prof- tamam tamam yapmayacağım. bugün kötü kokan bi otobüsteki insanların hayatını kurtardım, camı açıp içeri oksijen girmesini sağlayarak. umarım bu hizmetim sevap haneme yazılmıştır diyecektim ama, gayet bencil bi hareketti. onlar sadece şanslıydılar. kendime güldüm şu an.


şükür ki kendime gülebiliyorum. yoksa hayat daha da çekilmez olurdu.