Mutluluk da yoruyor insanı. Sürekli dahasını istiyor çünkü insan. Bugün ne güzeldi değil mi mesela. Yanlış anlaşılmasın kendi içimde tartışmak için soruyorum. Evet, gerçekten çok güzeldi. Ama doyumsuzum, daha da mutlu olmak istiyorum. Şarkılar ve şiirler eksik olmadı bugün aslında. Ezbere okuduğum en güzel şiirler ve benim şiirlerim, anısı olan güzel şarkılar ve benim şarkılarım, anısı olanlar ve dostlarım... Ne güzel gündü sahi... Kafamı biraz kaldırıp kendime odaklanınca neler başarıyorum öyle... Cesaretimi öyle sevdim ki... Kendimi keşfetmeye çalışıyorum... İçinde kaybolduğum ruhlar arasında beni bulmaya çalışıyorum. Henüz rastgelmedim. Ama biliyorum ki her gün biraz daha yaklaşıyorum... Gerçi bir gün kendimi bulursam ne yaparım bilmiyorum... Ben nasıl biriyim ki... Ya ben aslında şuan sevdiğim şeyleri ve insanları sevmezsem... Aslında bir döngüye sokuyorum kendimi muhtemelen... Kendimi bulacağım ve yine tatmin olmayacağım... Beni ne tatmin edecek inanın bilmiyorum... Ama kendimi bir şeye odakladım şu sıralar; şiir yazılacak biri olacağım... Bana yazılmış, bana ithaf edilmiş bir şiir istiyorum, buna layık olabilmek istiyorum... Şairlere şiir yazılır, kanıtlamak istiyorum... Gerçi ne kadar şairden sayılırım bilmiyorum ama yine de kanıtlamak istiyorum... Her şey bir yana bana şiir yazılsın istiyorum... Bir insanın kalbinden dökülen sözler olabilmek istiyorum... Ben olsam şiir yazar mıydım peki bana... Hiç sanmıyorum... Ne özelliğim var ki... Rastgele bir kızım işte, tüm dünya içinde bir karınca kadarım, belki de daha küçük... Birinin beni görmesi öyle imkânsız geliyor ki gözüme... Gerçi öyle herkes de yazsın istemiyorum. Hak edecek biri yazsın istiyorum. İlgi verdiğimde kaçmayacak, sevgimden mutlu olacak ve en önemlisi beni kendinden mahrum etmeyecek biri yazsın istiyorum... Çok şey istiyorum. Yine de istiyorum. Onun kadar olamadım sahi... Ondan kastım kim onu da bilmiyorum; Gece mi, yoksa... Adını anmayacağım. Ne yaptı bu şahıs sana dediler, neden yazdın bu kadar şiiri... Ya kim oturup 8 sayfa şiir yazar biri için... Ben yaptım, çok seviyorum ki yaptım. Bir kişi de gelip bana bir dize olsun yazmadı. O, Gece'ye neler neler yazdı... Sahi benim neyim eksik onlardan... Şairlere şiir yazılmaz... Yazılır. Yazılmalı... Çektiğim acının karşılığını bir görseydim... Bir kerecik görseydim bir kaç dizede... Kimsenin umrunda değil... Bana kim neden şiir yazsın... Ben herkesin gördüğü ama tanımadığı hayaletim... Ben onun geride bıraktığı hayaletim... Dışarıdan bakan hayalet diyemez elbette... İçimi görmek gerek... Bomboş ve hissiz... Sevmek ve sevilmek artık anlamını tek bir şarta bağlamış içimde... Artık güvercinler de uçmuyor etrafta... Gerçekten değişen bir şeyler var... Ama değişmeyen bir şey var... Değişsin diye gecelerce yalvardığım, dualar edip, ağladığım... Bugün bir kere sesimi duyurdum ya hani... Keşke yapmasaydım. O kadar korkuyorum işte. O kadar korkuyorum rahatsız olur diye... O kadar korkuyorum yine kaçar diye... Kendimden vazgeçtim ben onun için... Bir şair olma hayalim vardı, kitap çıkarasım vardı... Onu bile yapmıyorum rahatsız olmasın diye... Şarkılarımı duymasın diye yanında söylemiyorum... O duyup da yine gözlerini kaçırmasın diye... Bir gün uğruna yazılmış her şeyi çöpe atarsam kimse şaşırmasın bu yüzden... O, benden rahatsız olmasın diye ben kendimden vazgeçtim... Seviyorum, evet... Ama her zaman söyledim... Arkadaşlığı daha değerliydi. Onun yanımda olduğu bir saati hiç bir mal varlığına değişmem. Hâlâ inanamıyorum. Onun için kendimden, daha önemlisi hayallerimden vazgeçiyorum... Nefret ediyorum, ondan da kendimden de...


Buraya kadar okuyabilen herkesin sabrını kutluyorum... Ben bile bana tahammül edemezken epey zor bir iş başardınız...