çapına dahil edemediği yağmurlar eşliğinde

ve şu sürüngen, şu sünek huyuna savaş açtığımdan

kurgusu bence'li cümlelerin verdiği göğüs daralmasıyla başladım

sinemi, zararı azalsın diye milletime

çağımın hastalığı bahsine dair sayısız kategoriden,

hırsına ve öfkesine hedef sunduğum rölativiteye

zihnimde 'adl' adlı bir hançer sapladım.


sıyırarak ben'imden ismimi ve hissimi

sayısız, yazılı ve yazısız sözün özgürlüğünden kurtarmaya,

eyleme esir etmeye niyetle kendimi ve milletimi


milletimi,

haberi ekran ve sunucu ağzından ibaret sanarken

medeniyetini ispat etmek için kiraya verip algısını

bir santimetrekare daha gösterdiğinde derisini daha modern yürüyen bacakların

teşhiri özgür ve özgünlük anlayan

yoz beyni, priz yanı bir yersiz çalışamayan

sahiplerini


yeri kasıklar bellenilmiş ihanet gezinirken dimağların bucaklarında

kadınca kendisine dik uzanan dağları karşılarcasına ıslak

erkek bedeninde tezahürü gaflet ılıklığında birkaç dakika

zulüm sıfatsızdır

zulüm erkeksiz ve kadınsız

cinsiyet bağımsız,

seven sırtlarında bileylenen yerleri bıçaklarının

sırtlarında kan, sırtlarında yara


yalan millete mâl olmuş gibi bir sloganla haklı bakmak için bıçağındaki kana,

milletim


milletim.. seni böyle anlatmak beni

beni ne kadar bir bilsen



bu yoz'un ufkunda gözüme ilişen yolun son ucu,

umut gövdeli korku gölgeli söğüt

beni senden alacak korkarım

bin koluyla kaygım, yorgunluğumu beslerken

arala kirpiklerini der öğüt

korkma, olacak olması gereken

bitecek, Habil'in haberi kulağına iliştiğinden beri büyüyen yalnızlığın

zira

kerhen de olsa rahme düşecek

doğacak

doğması gereken.