Yürüyen bir orta parmak gibi hissediyorum kendimi bazen
Ya da öyle hissetmek istiyorum belki de
Yürürken
Yoluma çıkan ne engel, ne tümsek varsa
İster insan formunda ister başka bir şey
Hepsine kocaman bir orta parmak olarak göründüğümü hayal ediyorum
Tahammül ve tolerans kaslarım yorgun ve de asabi fazlasıyla
Dolayısıyla
Tahammül etmeyi tercih etmiyorum
İdare etmeyi de
Sırf hoşgörü ve nezaket adı altında tolerans reveransları yapmayı da ona buna
Tercih etmiyorum daha fazla
Fikri sorulmadığı hâlde -asırlardır süren suskunluk orucundan çıkmışçasına konuşmaya aç olan- insanlar korosu
Kendi bireysel deneyimlerini tümevardırıp genele sirayet ettiren, objektif kriter olarak belirleme haddini gösterip ona buna demeçler veren
Salt kendisi zekiymiş ya da en zeki kendisiymişçesine kendi çakı gibi sabit ve dimdik, neredeyse mutlak eğilmez-bükülmez düşünce ve inanç kalıplarını herkese dikte etmeyi kendisine bu hayat deneyiminde vazife edinmiş olan
İnsanları ve diğer her şeyi yalnızca ve tamamen şekline göre değerlendirip zihninde peşin hükümler tasarlayan ve onlara inanan, sıkıca tutunan
Sıkıca saran diğer insanları kollarıyla, boğan
Bırakmayan rahat
Rahatça ve özgürce, özleriyle ve kendi gönüllerinin hakikatiyle hizalı yaşamayı seçen insanlara alerjisi olan
Öyle insanlar ve öyle hayatlar görünce öksürüp tıksırmaları, art arda hapşırmaları başlayan, başı tutan
Kendi bireysel değerlerini adeta mevzuat hükmüymüşçesine sana bana, ona buna dayatıp icra ettirmeye çalışan, aksi takdirde kendince saptadığı müeyyideleri uygulama teşebbüsünde bulunan,
Teşebbüsünde bulunan sabotaj,
Ajitasyon,
Duygusal manipülasyon teşebbüsünde bulunan ve bu vesileyle
Karşı tarafa kendisini suçluymuş ve de haksızmış, yanlış yapıyormuş ya da yapacakmış, hayatının hatasını yapma yoluna girdi girecekmiş gibi hissettirme konusunda sergilediği inandırıcılık ve oyunculuk performansına bakılacak olursa bu konuda uluslararası ödül alabilecek bir potansiyele sahip olan,
Sırf diğer insanlar, içinde bulundukları güruh, toplum nezdinde belirli bir profilde görünebilmek ve itibar, prestij, saygınlık hatta güç, otorite kazanabilmek adına kendi öz varoluşlarını bir kenara itip kendilerine bambaşka bir kimlik tasarlayarak onun kıyafetini giymeyi seçen ve çevresindeki, etrafındaki diğer herkesten de aynı seçimi yapmasını bekleyen,
Samimiyeti, kalpten ifadeyi, kalptekilerin ifade bulmasını, bir insanın özünde neyse her zaman ve her yerde o olmasını, doğallığı, incinebilir olmayı küçümseyen, yüzünü ekşiten, ağız burun eğen hatta bir de üstüne utanmadan dalga geçen
Kendi bireysel egolarını kendi yaptıklarıyla ve kendi yaşamakta oldukları hayat tarzıyla tatmin edememelerinden sebep; bu ego tatminini çocukları, eşleri, sevgilileri, içine eklemlenmeyi seçtikleri komünal yapılar aracılığıyla sağlama açlığı içerisine giren ve bunu kendilerine hak gören,
Çocuklarının bu dünyaya gelmelerine aracılık etmekle ve onlara bu madde dünyasında belirli düzeyde rehberlik etmekle vazifedar kılındıklarını unutarak hadlerini aşıp çocuklarını kendi malı -ya da bu ibare ağır kaçacaksa “projesi-“ zanneden ve onların esasında ne olduklarına, nasıl bir fıtrata ve doğalında nasıl bir karakteristik yapıya sahip olduklarına merakla bakmayı ve bunun keşfinin tadını çıkarmayı seçecekleri yerde daha onlar doğmadan biçtikleri kıyafetleri -bedenlerine, ruhlarına, kalplerine oturmasa dahi- giydirme konusundaki ısrarlarını sürdüren
İnsanlar korosuna
Artık bir gram, hatta bir miligram kadar dahi tahammül etmeyi tercih etmiyorum
Onlar çoğunluk, ben azınlık olarak kalsam da
Onları, onların bu ve bu türevdeki tavırlarını
İdare etmeyi,
Sırf hoşgörü ve nezaket adı altında tolerans reveransları yapmayı
Tercih etmiyorum artık daha fazla.
Beni dimdik ayakta, kendi yolunda gücü yettiğince yürümeye çalışan bir orta parmak olarak görsünler düş dünyalarında
Dış dünyada gördükleri surete kanmasınlar.
Sirete yoğunlaşsınlar.
Ha, bunu yapmak bireysel tercihleri değilse ve buna rağmen ve bununla birlikte benim yoluma çıkmayı seçerlerse de
Saygıda kusur etmemekle birlikte
Şeklen ve manen beni
Yürüyen bir orta parmak olarak görsünler, beni öyle tahayyül etsinler...