bir pazar güneşiyle dışarı adımlıyorum
sessizce yürüyorum gözlerim çiçekçi dükkanında geziniyor
bu karanlık çukurlar aydınlık bir yüzde can mı olmalı
yoksa yolunda uzanan bir kan gölü canavarı mı olmalı
kurutulmak istiyordu gözyaşı mendilim
dur dur artık diyordu etrafımdaki soğuk uğultular
yüzlerine mi vuruyordu artık bu ıssız güneş
bilmiyordum sen yürümene mi bak!?
yürüyorum yürüyorum kim bilir hangi cesetler arasında
ve ben artık kuşlardan gökyüzünün bana döneceğini günü bekleyebilirdim
soluk bir umutla