Yavaşça yürüyorum, şehrin ayazında.

Yüzüme vuruyor, yalnızlık

Tokat atarcasına

Ya da bir kroşe,

Nakavt etti, tek seferde.


İğneyi batırmamıştım hiç

Kendime,

Çuvaldızı da batırmam artık.

Her ikisi de sevdiklerime

Güneşe benzetmekten vazgeçtim sevdiklerimi

Tepeme çıkardıkça kaybettim gölgemi.

Onlar, sonbaharda dökülen yapraklar

Ezerek yürüyorum.

Ayağımın altındalar,

Bir tekmeyle dağıldılar.


Kafam yerde, yürüyorum.

Bakmıyorum karşıya,

Bilmiyorum nereye gitmem gerektiğini

Yine bir bilinmezin ortasında

Yürüyorum, kimsesiz yollarda.


Kaldırırsam kafamı o anda

Tam da karşımda hayali.

Bakmak istemiyorum, artık ona.

Ne de olsa her gece uykumda.


Yavaş adımlarla yürüyorum,

Ayaz var hâlâ.

Kurşun gibi işliyor gözlerime,

Göz bebeğim vuruldu sonunda.

Kan akıyor artık gözlerimden.

Yağmur gibi damlıyor,

Ve süzülüyor sakallarımın içinden.

Bilmiyorum, nereye gidecek?

Bilmiyorum, nereye gideceğim?

Yürüyorum yalnızlığımla.


Eze eze yürüyorum, sevdiklerimin üzerinden.

Bıraktım, düşen kırk parçayı da yüzümden.

Seviniyorum, gölgem ezilmeyecek.

Onların yüzünden.


Yeni bir yol göründü, ileride.

Bir de tabela var köşede,

"Onuncu köy, 10 km”

Müsaadenizle...