Eğer beynimin yorulduğunu hissedersem ayaklarımı da yormaya karar verir ve yürüyüşe çıkarım. Müziksiz olmaz tabi ama bu sıralar hiçbir şarkı eşleşmiyor ruhumla. Yoksa yeni bir his mi icat ettim? Ama hayır, bazen bir kitap cümlesinde buluyorum kendimi. Evet diyorum evet, ruhum bu sözcükleri fısıldıyor bana gün be gün. Aynı hissi mi kastediyoruz acaba? Yüz yıl önce yaşamış bu adamın ruhu benimkiyle eşleşiyor mu cidden? İhtimaller dahilinde fakat benim bildiğim bir şey var ki her kalbin izi ayrıdır, ötekinden isterse aynı yüz yılda doğsun isterse bin asır önce. Her kalp kendince sever, kendince üzülür, kendince özler. Durdum ve derin bir nefes aldım, sanki annemin karnından yeni çıkmış ve oksijenin tadını ilk kez alıyormuşum gibi. Sanki bundan önce aldığım nefesler boğazımda tıkanıp kalmamış gibi. Hani hayatı seven insanlar der ya, yeni bir gün yeni bir umut. Dünyanın beni eskitemediği paralel bir evren düşledim. Kalbimin izini kesiklerle süslememişler. Göğüs kafesimden taşan irinler yok. Ruhum bedenime tam oturuyor. Sabah kalkıyorum perdeyi açıp gülümsüyorum, güneşin gözlerimi alışı bile neşelendiriyor beni. Kahveyi şekerli içiyorum. Evimde küllük yok, çakmağı sadece ocak arızalandığında kullanıyorum. Her gün dünyamı değil dünyayı kurtarıyorum. Buzullar erimemiş. Kutup ayıları mutlu. Yaşadığım coğrafyayı her kim yönetiyorsa adını bile bilmiyorum. Düşüm burada kesiliyor, aldığım nefesin boğazımdakilerin yanında yerini aldığını fark ediyorum. Saate bakıyorum. İyi diyorum, birkaç saat sonra uyurum. Yarın yeni bir gün. Yarın ne yapacağımı düşünmüyorum, onu da yarın düşünürüm değil mi? Bugün yeterince düşündüm. Dünü, önceki günü, bir öncekini, ondan öncekini...

Yolda buruşturulmuş alüminyum kola kutusu takılıyor gözüme. Kim içti acaba bunu? 16-17 yaşlarında bir liseli canlanıyor gözümde. O kolayı içerken ilk ayrılığının kırıklığı var kalbinde. Son yudumunu alıyor ve sinirle buruşturuyor. Seni öyle bir unutacağım ki adını bile hatırlamayacağım diye bağırıyor şişeyi fırlatırken. Ah be diyorum. Umarım dediğin gibi olur. İlk kırıklıklar diğerleri gibi değildir oysa, her darbe o yaranın üstüne vurulur. Her damla kanda, bir damla da o yaradan akar. İlk kalp kırıklığımı düşünüyorum, ben kalbimin yerini onunla öğrendim. Öğrendiğime pişman mıyım onu düşünüyorum. Belki de bu dünyadaki en zararlı alışkanlık düşünmektir. Belki de bu dünyada en zararlı alışkanlık var olmaktır.

Ayaklarım yoruldu, şimdi evin yerini bulma zamanı. Ev konusuna daha sonra değinelim, bu gün yeterince var oldum.