Yusufçuk, geçip giderken zaman anların birisin
Bak bu çağlayan senin ve senin ömründen anlatılan mesellerin başladığı yer
Sonra kürkünü süzdüren ceylanın varacağı yer
Bir an matemimiz farklı yankılansın
Yusufçuk ilk gözyaşları kehribar oldu
Vakurca devrilen ağaçların hatırındayız
Bir an evet bir an sıkacaklar zihnindeki bulantılardan bulup seni
Sonra geçecek, hep geçti, sen de geçmiştin
Yağmur bizden yana yağıyor
Yağsın bir yağmura bir can verecek değiliz
Senin kanatların var benim zorum
En azından bir şarkı bilmek gerek
Ben yavaş yavaş hepsini unutuyorum
Kül, evet var
Ama ben yanmışım ama bir ateş böceği yakmış kendini
Kül neden var
Bu da kilitli kutuların meselesi
Yusufçuk cemre düşünce anlatırsın neye benziyor
Senden duymam gerek ben hep bir başka gördüm
Çağlayanı da söyle, beni ve birkaç geyiği de
Hep bir umut başını kaldır
Güneş gelirse beni de uyandır