Yüzüme bakıyorum
Anlamak için içimi
Gözlerimden okuyorum
kalbimin endişesini
İçimde günbegün açan gülücükler
Neye güldüğünü hiç bilmeden
Hazır olduğumu sandığım
Envai çeşit ihtimali var ruhumun
Bir tanesi var ki hep hazırdım
Hep düşlerimdeydi o halimin zarafeti
Rüyalarım o halimken kabuslarım o ihtimali yok edişimdi
Şimdi ihtimalin, o kıvrandığım acısından, kapısındayım.
Sevinç çığlığı atmamak için dudaklarımda bir ince sızı, sıkmaktan
Yüzüme vuruyor rüzgarı, şakaklarımda hissediyorum
Göğsümde dayanılmaz sızısı.
Benim olursa ne yaparım
Bunu da hiç düşünmedim korkarım.
Şimdi ulam ulam korkuyla hayallerime yürüyorum
Son vakitlerde hep bunu yapıyorum
İlk defa muğlaklığım mutlu bir sürprize gebe,
İlk defa yürüyorum seneler sonra rüyaların yolunu
Sonunda,
Seveceğim gelmekte olan günleri
Korkarak seviyorum geleceğin kaosunu
Öyle ki bir cehennemi cennet gibi yaşıyorum
Koşarak geliyorum yollarını o cehennemin
Her sabah binbir düşünce ile çıkıyorum umutsuz çiçek tohumlarının karşısına,
Her kelimemde bir umut koyuyorum
O umutsuz çiçekler uyansın diye.
Kendi sularımı, kendime yettirebileceğimden habersiz
O umutsuzluğa salıyorum.
Sonra çiçek açıyor bir tanesi, bir anda
Hepimiz, tüm cehennem, serin sulara boğuluyoruz
Hepimizin ateşi sönüyor bir anlığına.
O anı gerçekleri yapmaya çalışıyorum
Yazarken anlıyorum,
Yirmilerimde hiç olmadığım kadar mutluyum yirmi sekizimde.
Seviyorum gücümü, aynadaki hassas yüzümü, her an dolabilir pınarları
Gülümsüyorum beyhudeliğine inanmadığım çabalarıma.
Kendimi buluyorum ürettiğim her fikirde,
Yorgunluk tozları siliniyor kirpiklerimin
Bir şeyler yapmanın, yapabilmenin coşkusuyla
Bacaklarımın ve gözlerimin ağrısını unutuyorum.