Evvabîn vaktidir şimdi
Bileklerinden kurulur çarşılar
Yüzünden toplanır
Yağmur üstüdür
Bütün çarşılar
Sırtımın tam arkasındaki şu yalnızlık
Sensizdir
Yağmur üstlerini karşılar
Duyulan toprak kokusudur
Toplanmıştır yüzün
Kurtuba’nın bütün kedilerini dizlerinde uyutur
Soyludur kadın
Nefes alır, kafesim
Güzel sever, zamanım daralır
Neyi bekler, boşuna
Neyi sever, hoşuna
İki arşın geride kalır
-Uzağa düşmez atılan taşımız bizim
Köşeye değil hep bir kenara gelir-
Bakmakla değil
Görmekle, gitmekle ve maî’yle söyleşir
Portakal ne zaman tuza değse
Ellerin
Mağripli çocukların Sauvestre’e sövmesi kadar
Onurlu ve güzeldir
Elbet yıkılır bir gün
Yaktığımızda gemileri
Bak limanım kalmadı bile
Böyle böyledir hazırladığım
Yavaş ama hakîkat ile
Biraz daha
bekle
Ve evet soylu kadın
Siyah senden aldığı kadar feyzini
Onurlu ve güzeldir
Akdeniz’i tutan ellerin
Mağripli çocukların Sauvestre’e sövmesi kadar
Vâkar ve takva üzre hâlis
Hüsn-ü zâtî.
Baharlar çağıranım
Küfre baldıranım
Gül-i ruhsarım
Ey Delikan
Yakacağız elbet.
Bir gün.
Yıkacağız.
Mağribî ve çocukların
Sauvestre ile
yüzleşmesi
kadar.
Mirza Şâmil.
18Aralık’23
.
Mirza Şamil Sözal
2023-12-19T06:35:11+03:00Çok teşekkürler🌹
Deniz Sarmaşık
2023-12-19T01:10:13+03:00Sadece zihinde kalmayıp sese de dökülmek isteyen bir şiir. Kaleminize sağlık. 🙏