Aslında düşündüğüm şeyler saçma olabilir belki. Zamanda yolculuk mümkün müdür diye düşünüp dururuz. Belki de en çok sorulan sorulardan birisidir bu. Ama biz mümkün olduğunu varsayalım. Diyelim ki siz bugün zaman makinesini buldunuz. Zamanda yolculuk yapacaksınız. Ama düşünüyorsunuz da, acaba olan şeylerin değişmesine sebep olur muyum? Yani mesela geçmişte bir olayı değiştirme olasılığınız var ve bu da geleceği etkiler mi diye düşünüyorsunuz. Peki şöyle düşünelim; gelecekte o olayın olma sebebi, sizin zamanda geriye gitmenizse? Yani mesela şöyle bir örnek vereyim (saçma gelebilir): Siz fizik alanında başarılı bir insansınız ve zamanda geriye gidiyorsunuz ve tam da Newton'un yaşadığı zamanlara denk gelmişsiniz. O zaman olduğunu biliyorsunuz ama araştırınca o zamanda Newton diye birisinin olmadığını öğreniyorsunuz. Yani çevreye sorunca öyle birisi yok diyorlar size. Sonra diyorsunuz ki nasıl olmaz? Ama var olduğunu biliyorsunuz. Sonra ismi zaten bildiğiniz için kendinizi Isaac Newton olarak tanıtıyorsunuz çevreye. Günümüzde Newton tarafından bulunan formülleri zaten biliyorsunuz. Ve o zamanda bulmuş oluyorsunuz. Biraz düşününce belki mantıklı gelebilir. Ne kadar saçma olsa da...
Zaman Hakkında Düşüncelerim
Yayınlandı
1Pesiseptik
2021-06-13T17:07:29+03:00Teşekkür ederim. Ve evet haklısınız.
Serhat Tepe
2021-06-13T16:33:44+03:00Çok fazla "Saçma gelebilir"'li cümle var bence bundan kaçınmak gerekir zaten deneme şahsi bir görüştür, birilerine saçma gelirse de gelsin hiçbir ispat yükümlülüğü yok.
Ama kendi fikrimi ve bildiklerimi belirteyim bu hayaliniz hakkında belki yeni hayallere kapı açar: elbette bu konuda birçok görüş var ve zamanda yolculuğun gerçekleştirilebileceği teorik önermeler var ancak bu ihtimallere olan erişim pek mümkün görünmüyor.
Diğer bir yönden, zamanda yolculuk için görünen en makul yol bile, bir imkansızlığa çıkıyor. O da şudur: Işık hızına ulaşarak zaman içerisinde yolculuk yapmak. Işık dediğimiz şey fotondur ve foton yüksüzdür. Bu yüzden Higgs alanı dediğimiz, enerjilere kütle katarak onların hızını azaltan alandan (ki cisim olarak algılanabilen her şey bu alanın etkisine tabi olduğu için belirli bir kütleleri var; insan, demir, gezegen vs.), hiçbir engelleyici kuvvete maruz kalmadan kütlesiz olması sayesinde maksimum hızda geçer, aynı sebepten ışık hızı için evrenin üst hız limiti tanımını yaparız.
Higss alanından ışık kadar hızlı geçebilmemiz için ışığın hızında olmak gerekiyor, bunun için de ışık gibi yüksüz olmak gerekiyor. Bizler kütleye sahip varlıklar olduğumuzdan Higss alanından maksimum hızda geçebilmek imkansız. Bir gün ışık hızına yaklaşsak bile ona asla erişemeyiz, çünkü bunun için kütletimizin olmaması gerekir. Bu da mümkün olmadığından zaman içinde hareket edebilir bir mahiyet kazanamayız.
Kaldı ki, kütleyi kaybedebileceğimiz bir durum geliştirilse bile netice olarak ışık hızına eşit olmak demek ışık olmak demekse insan formunu koruyup bilgi toplamak mümkün değildir. Çünkü ışık hızında olduğumuz bir ihtimalde, kütlesiz olmamız gerektiği için bilgiyi neyle nasıl toplayacağız ya da zamana nasıl müdahale veya şahitlik edeceğiz? Işık hızında olmak ışık olmakla aynıdır, ışık o bilgiyi toplayıp geri gelip burada dönüştürebilir bir form değildir.
Çok daha basit şekilde, ışık hızında olarak bilgi toplamak nedensellik gereği imkânsız. Çünkü nedenselliğe göre önce sebep sonra sonuç gerçekleşir, ışık hızındaki bir durumda zamanın önünde ya da arkasında değil kendisinde olunacağından nedenler ve sonuçlar üst üstedir, eşittir, tek akıştadır. Bunu insan formuyla algılamak güç ama teorik olarak böyle. Bu hızdayken, durum algımız bile nedensellik içermeyeceğinden, ki algımız bile olmayacak, durum tamamen bir hayal kalmaya mahkûm. Işık hızına yaklaşırken enerjinin neredeyse sonsuz olması gerektiği, cismin küçülmesi ve dış bir algıdan zamanın daha yavaş akıyormuş gibi görünmesi gibi daha birçok problem de cabası.
H. Nihan
2021-06-13T16:32:46+03:00İlginç bir bakış açısı olmuş. :)