Usulca yattığı yerden doğruldu, sisli gecenin pusunu silkindi üzerinden. Balkona çıktı, oturdu ve bir sigara yaktı. Büyük şehrin silik insanları, hayatın telaşına kapılmıştı. İzledi uzaktan. Ciğerine doldurduğu sigara dumanını, son nefesini alıyormuşçasına çekti içine. Sorgusuzca boşluğa dalıp gitti. Beyin ölümü gerçekleşen bir bedenden tek farkı ayakta duruyor oluşuydu. Çöp poşeti gibi yığılmak istiyordu bir köşeye. Herkese akıp giden zaman, onu bir döngünün içine hapsetmişti. Doğrusu çıkmaya çalıştıkça daha derine gömülüyordu.

Bir korna sesi çekti aldı onu boşluğun derinliğinden. Baktı.

Saat 03.10...