...

Akrep yelkovanı kovalamayı bırakmadı yüzyıllardır. Zaman orada bekliyor. Tüm heybetiyle, sonsuzluğunun korkutucu eminliğiyle. Vakti geldiğinde bütün acıları yok saymaya, tüm çığlıkları yutmaya and içmiş gibi güneşi yeniden doğuracaktı. Yeni bir savaş daha başlayacaktı. Her gün yeni bir savaşa uyananlar için. Ve yine vakti geldiğinde çekip gidecek, sanki evrene ışığın zerresi girmemiş gibi tedirgin, soğuk karanlığını ardında bırakacaktı. Bu savaştan galip çıkmak zordu hatta imkansızdı. Zamana kafa tutulmazdı. Günü geldiğinde bu evren, bu sokaklar, bu gökyüzü, biz o acımasız sonsuzluğuna takılıp yitip gidecektik. Bıraktığımız bütün izleri silip süpürecek hepimizi toprağa karıştıracaktı.