Zaman, kesintisiz bir yıkıcılığı olan, önlenemez dehşette bir tsunami. Hem anlamlandırmaya bile gerek duymadığımız kadar basit hem varlığımızın içinde kaybolacağı kadar karmaşık. İnsanoğlu bu karmaşıklığa hükmetmek için çeşitli uygulamalarda bulunmuştur. Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, aylar, yıllar ve daha birçok aşama. Buna mecbur hissettiler kendilerini. Ayrılmaz bir parçalar zaman için. Çünkü madde olmadan bir hareket gerçekleşmeyeceği gibi hareket olmadan süre, süre olmadan da zaman ortaya çıkmaz. İnsanlığın zamanla ilişkisi Möbius şeridindedir. Birbirine sımsıkı bağlı ve asla sonlanmayacak bir döngü. Öte yandan insanlığın totalinden çıkıp kişisel alana girince göreceli olan zamana denk geliriz. Aslında bu görecelik bir yanılsama olarak gösterilebilir. Çünkü hangi pencereden bakılırsa farklı bir akış görülür, nitekim 3. bir bakış açısıyla bakıldığında zamanın ilerleyişi 3 taraf için de aynıdır.


Dairesel bir nehir düşünelim ve içinde bir tekne bir de hız botu olduğunu varsayalım. Teknedeki, bota baktığı zaman kendisinin zamanının yavaş, onunkinin hızlı aktığını düşünür. Bottaki de bunun tersini düşünür. Fakat denklemde dairesel nehrin tam ortasında konuşlanmış bir helikopter düşünürsek helikopterdeki için bu bakışlar durağandır. Çünkü içinde bulunulan döngüsel yolun, hızı pek önemsemediğini düşünür. Sapılacak başka bir yol yoktur. Bu yüzden hızlı veya yavaş olmanın pek bir önemi de yoktur. İçinde bulunduğumuz döngüsel akışımızda bu gibi yanılsamalar bana göre bizlerin kişiliğidir. Her ne kadar hakim bakış açısında hızın pek bir önemi olmadığı görülse de hayatımızın ilerleyişinde ve arayışında durağan olmaktansa sürekli bir hız değişimi içinde olmak yanılsamaların eseri olan kişiliğimizi diri tutmamız için son derece gereklidir.


Möbius şeridimizi Ouroboros gibi düşünelim ve dairesel nehri her sonlandırdığımızda kuyruğumuzu ısıracağımıza olan inancımızla tamamlayalım. Sonuç ne olursa olsun varacağımız yerde hep kendimiz olalım. Dairesellikten çıkamıyorsak ona zarar vereceğimiz bir paradoksa girmeyi umalım. İçine konulduğumuz kalıpları kabul etmeyelim. Hakim olanın bakışında kendimizi küçültmeyelim, yüceliğin ruhumuzda olduğunu düşünelim. Ruh zamanı aşabilecek tek şeydir ona sığınalım ve yüceliğine ulaşmak için çabalayalım. Hepimizin çabasında dingin bir ruha erişim temenni ediyorum. ;)