Saat gecenin kaçı bilmiyorum

Yorgun gözyaşlarımdan

Kaç uykulu korku yükseliyor

Tanrıların katına

Ve kim bilir

Kaç tanesinde

Seni sevdiğim geçiyor

Kaç tanesinde

Sana olan hasretimden

Dem vuruyorum


İnan bana demek geliyor içimden

İnan zamanın yanılsamasına

Yenilmeyecek bir his var

                                      bende

Saatin tik taklarından habersizim

                                      sana karşı

İnsanların, günü parçalayıp bölmeleri

Ve anlamlı, anlamsız

Her parçaya yapılan tanımlar

Boyunlarına takılan künyeler

Seni düşünmeme engel olamıyor

Yüzünü görememek

Sesini duyamamak

Gittikçe dayanılmaz bir hal alıyor

Dokunmadan sevmek

Tenimi fazlasıyla yoruyor


Durup kalbime söz geçirmeye

Çalışmaktan yoruldum

Müzmin hastayım

İlaç avucunun içinde

Gelip yüzümü okşasan

Hayatın her rengini

                         Sesini

                                    Matemini

Kaldırabileceğim


“Gel” demeye gücüm yetmiyor

Tuzlu gözyaşlarımın

Kursağımı yakmasından

Korkuyorum

Sözden ötede yollar arıyorum

Anlatılacak

Bütün yolların çıkmaz

Çıkışı yok bu labirentin

Kimsesiz çıkmazın köşebaşında

Sabırla bekliyorum

senden bir şey

Ne olursa olsun

Oturup dertleşelim seninle

Her cümlede seni duyuyorum

her köşede,

her renkte,

          her kelimede


Boynu bükük cümlelerin

Yalın yalnızlığında

Duyumsadığım karanlığı

Etime, kemiğime işleyen

Soluksuz, ağır bu havayı

Ciğerime çekmenin acısını

Dindirsen

Ah bir gelsen…

 

 

 

Üzerime sinen korkaklığımda

Cesurca kelam ederdik

Senin kaleminden dökülen