Zamana duraklar ekliyorum sevdiğim. Ve bekliyorum seni, gelmeni beklemediğim bir durakta.
Ellerimdeki karanfillerin solmasını bekliyorsun ve yokluğunu bir nimet gibi sunuyorsun.
Bir kaybedişim var kıyametlerin ihtişamıyla, onu da sana hediye ediyorum, kabul görmüyor kapında.
Muvakkitler ölçüyor saatimden düşen kumları. Senin kumun takılı kalmış bir türküde o şişede.
Yol yürütür insanı derler. Senin yolun neden süründürüyor beni?
Yıldızlara olan inancını hiç kaybetmedin
Bana olan inancın eski bir masal
Zamanın hızı hüznün derin bir vaktinde paydos etmiş
Bir vakit ki ne gelmek biliyor ne geçmek
Bir recm-i nazar ile saatleri yaralıyorsun, zaman duraksıyor
Sorma! Neden hep hüzne meyyalsin diye
Yaralı saatler hep yaralı vakitlere gebedir de
Gözlerin de görmeye gebe bakmayı kenara bırakırsan
Onca vuslatın yanında gurbete şeddeliyorsun adımı
Yüzünden ayrı
Gözünden ayrı
Dilinden ayrı
Zamana duraklar ekliyorum sevdiğim. Ve gelmeni beklemediğim bir durakta yine seni bekliyorum.