yetmişlerin çocuğuyum

evimizde saklanan 

genç abi/ablalar öğretirken oyunları

sürgüne giden düşlerimle

anımsadığım mapushane ardındaki ailem...

tek kanallı kara kutunun etrafında 

oynarken el el epenek...

yetmişlerin çocuğuydum!


seksenlerin şenliğinde 

tozunu yutmuş sokaklarda 

aç kapıyı bezirgân başı, ezgileriyle 

kırmızı leğenlerde yıkanan çocuk! 

misket yuvan kızlar,

cipslerden çıkan tasolar...

seksenlerin şenliğinde çocuktum!


yakar topun sızlattığı doksanlarda

evin yolunu bilmeyen çocuk...

sokak yerlerine çizilmiş üç taş...

iddiasında kutu kolasına oynanan mahalle maçı...

kesilirken nefesinin direnci

simit diye bağırırken 

işte doksanlar senin çağın!


doksanların usulca

elini eteğini çektiği iki binler...

çocukluğun silindiği 

teknolojinin unutturduğu çocukluğum.

sokakların tozunu 

mahalle kahkasının yankılanmadığı

diz kapaklarının acısının hissedilmediği çocukluğum!

çocukluk sende derin bir yara...