Kalburüstü sevdalardan sıyrıldım da geldim 

Deldim kaskatı acıları 

Jinda, bir oluk yol kalmış kapına taşmama 

Bir deri bir kemik kalmış yüreğimi açmama 

Afaroz etme beni otağından Jinda 

Zira kalburüstü sevdalardan sıyrıldım da geldim 

Zerdüşt'te görmüştük ya hani acının bir rahmi olduğunu 

Deştim acı başka bir acıya gebe düve kalmadan 

Ve de eştim artık turnalara, atlara 

Kafa tuttuk poyraza 

Bir oluk yol kalmış kapına taşmama 



Jinda, sesimi toprağa gömdüm de geldim 

Bahşettim şiirlerimi tanrıçalara 

Ki zanlı kırkikindi yağmurları eşliğinde haykırsınlar yıkık dökük yüreğimi 

Üflesinler ruhumu teslim ettim tüm benliğimi

Kaçmayasın yağmurlardan ha Jinda 

Ayasın Jinda 

Gün neşesin 

Toplayasın çamur bataklığından kırıkları 

Açasın arıkları 

Seresin ardı ardına acıları 

Nihayetinde korkularla yüzleştirmek gerek suspus olası hıçkırıkları



Geldim Jinda eşiğindeyim kapının 

Merak etme ezmedim bahçedeki çiçekleri

Emek kokuyor, sen kokuyor hepsi bir ağızdan

Şiir söylüyor hepsi kavrulmuş bir dudaktan... 

Zanlı kırkikindi yağmurları eşliğinde...