ruhum başka başka huzur değiyor

uykusunu yağmur tüccarıyla takas etmiş

ağlamayı çocuk gibi beceremezse

bulut değiyor başka başka buluta

bu göğün ve su tanrısı ama şunların değil

sırtıma iskorpit dikenleri ekiyor

ruhum canın acıyor mu


gıcırtım söylenmeyi bekliyor söylenecek

fener'de kilisede pazar evlerinde

     yokuş sularında gökyüzü satıyor ana julia

cumbalı evlerin rengi bir bir birbirine girecek

bir çocuk son ağlayacak hırsızlık yapacak

kaldırımlar anılmamış bir adıma başlayacak

bir süre aya stefanos bile susacak bir süre

ruhum dilini unutmalısın


haliç içre iki vapur ısmarlama selamlaşıyor

insanlar kalabalığa adımlanıyor

elimden tutulursa kalabalık olacağım

    ana julia duvarlara son sığınıyor

parmak izlerim birer ölü güvercin

ceneviz meyhanesinde gözlerim rum gözleri

hiç alışamadığım bir alışkanlık bu

ruhum senin de ismin arapça mı


cafe da giovanni'de su içiyorum sigara

     ana julia sevişerek uyanıyor dua ederek

taksiciler düğümlerini çözüyor son

apartmanlar ağaçlanıyor

taş kesiyor kaldırım işçileri paldır küldür

bir çocuk annesinin sol memesini biliyor

daha doğmayacağıma yemin ediyorum son

ruhum hiç olmamış bir gün bu


bir gün su ve akşam son doğuyor

oltalanan tomtom kaptan cebime saklıyor

bir masanın yerini alan bir masayı

ışıl ışıl zargana duası okuyor babam

    ana julia'nın gözleri yeşil

asmalımescit'te nasıl rakı içiyorlar nasıl balık

kemanlar ağladı ağlayacaklar

boğazımda zargana boğazım kalabalık

ruhum doyuyor musun


çatılardan su yağıyor tuz yağıyor yosun

kapı arkalarında balıklar aralıksız öpüşüyor

korkusuz ağırlaşıyor sinema gişeleri biletler

zaman içimdeki sırsıklam tek kişilik oynuyorum

     ana julia balkona çık

içimde bir takke balık alıp satıyorum

sahaflar yanımda nasıl kitaplar ışıl ışıl

balık alıp kitap satıyorum

incil satıyorum kuran satıyorum

ağlıyorum ağlıyorum ağlıyorum

ağlıyorum aralıksız

ruhum

ikimizden biri ölene dek ağlamalıyız