Sapsarı bir hiçliğin tam ortasında
Gecenin tüm yükü devenin sırtında
Ve asla
Ve asla bitmeyecek.
çöldeyim
dizlerimde yıllanmış yaralar
omuzlarımda bir garip dert
göğsümde soğuk ve derin
uçsuz bucaksız
yalan dolansız bir kurşun deliği
içinde tutuşan türküler
türkülerin dumanı altında
eylül'ün zayiliği.
çöldeyim
her mehtabın sonuna değen
ısrarla ısıran dilimi
hecelerin yankısına bilenmiş
bir nefsim
tanrının kapalı gözlerinden
yaşarıp yeryüzünün ahına
can alan
canımı alan ölümün
matemi'yim.
çöldeyim
serapların ve kulaklarımı yırtan
sinsi rüzgarların kazındığı
sokaksız, duvarsız ve mutlaka yalnız
boş sayfalara mülteciyim
ya da seni ben yapan her şeye
beni sen yapan her bir şeye
boynum eğri
boynum kıldan ince.
çöldeyim
bir yakasında yakamıza yapışmış
suretimizin kirli aynası
bir yakasında usulca başı okşanan
önüne umutlar doğranmış
bekleyişlerimiz
ne yüzle nefes alıp veriyor isek
o yüzle çekip sırtımıza semeri
o yüzle gideceğiz.
Ziyan'ız
Zayi'yiz
devede çöl
çölde deveyiz.
bir gün mutlaka
o sapsarı hiçlikten
atıp gecenin yükünü
öleceğiz.
Ama asla
Ama asla bitmeyecek.
Can dostum, yoldaşım, kaderdaşım, çölüm Eylül Zayi'ye.
Matemi Ziyan
2021-01-09T00:27:53+03:00Meryem, güzel sözlerin için teşekkür ederim. Ben de yazarken mıhlandım. Asla bitmesin.