Gezdim durdum, cihan cihan. Bazen yangın yeri, bazen bir şelalenin köşesiydi evim. Vardım, olacak olanıma, doğmamış imparatorluğuma. Sonunda seslendim cellatlara, bir giyotin ağırlığında. "Bitirin işi!"

Kellem bir sepete düşecek ve ben gülüyor olacağım.