zeliha, içimdeki kuşu sustur

daha fazla konuşursa bu hepimizi incitir

benim topraklarım çorak, havam kirli, suyum bulanık

elverişsizliğimin faturasını sana kesmeyi bırakalı çok oluyor zeliha

bunların hepsi benim suçum


içimden gelmiyor artık zeliha

bu beni sana karşı neden mahcup etsin ki

zamanla bana doğrultulan bir silaha dönüşen kelimelerinin altında ezilirken

sana gülümsemeyen dudaklarıma kırgın kırgın bakma

ne olursun.


zamanın bile gücünü yettiremeyeceği şeyler var hayatta zeliha

seni kaybetmek istemezken hep bir savaşın içinde bulmam mesela kendimi.

insan sevdiğiyle niye savaşır zeliha?

insan sevdiğini neden savaşta kaybeder ki zeliha?


rüyalarım sana prangalı sanki

rüyalarım sana pranga mı sanki.


zeliha, içimdeki kuşu sustur.

zira beni attığın kör kuyularda

canhıraş çığlıklarını bir ben duyuyorum.*