Uzayın en tepesinde, 

Ahtapottan ellerim. 

Yüzlerce imge bilincimin tam içinde. 

Önceki yaşlarım ve sonrakiler. 

Her ayrıntının sürüklediği, 

Başka bir ayrıntı... 

Yeltenip göz kapaklarından öpüyoruz yaşlanmış yetmişbirinci yaşımın! 

İmgelerin dürtüsünde ve önderliğinde, 

Uzayın beyazlığına çiziyoruz küstahça. 

Küstahlığımız çaresizliğimizden... 

Uzayın en tepesinde bir yerde... 

Başlangıcı ve sonu olmayan 

sahipsiz bir eksende, kaymaları yaşıyoruz. 

Zemin mi kaygan, yoksa ayaklarımız mı ıslak?