Bir aydınlık kutup yıldızıydı bana yolumu gösteren kehanet

 

Bilinmezlikle denizin ortasında çırpınarak boğulan bir kelebek 


Ömrü azdı diyen mahkum bir dilden dökülen sözden ibaret 


Zifiri gece gökteki yıldızlara hapsetmişti içimdeki harabeyi 


Şimdi ne ay ne yıldız tutabilir gözlerimdeki o derinliği 


Gireni boğan denizin güneşe yaptığı anlamsız serzeniş gibi 


Yağan yağmurun toprağa verdiği kokuyu sele çevirdiği gibi 


Adının kurbanı olup, güneşe tapıp beslenen bir ayçiçeği gibi 


Bir zifiri gecenin karanlığıydı içimdeki kopan kıyamet 


Bu zifiri ıssızlığı belki gözyaşlarımla ben yarattım buna ne hacet 


Gerçeği söylemek gerekirse benim değil sizindir bu kehanet