Sessizce dönüyorum kendime.
Ne olacağını umursamadan akışına bırakmak, mutluluk mu yoksa acı bir haykırış mı kulaklarımda çınlayan.
Alıp başımı gidesim var kendi aklımla,
elimde kağıt üzerine yazdığım ölümlü düşüncelerden düşen eskiden kalma saçmalıklar. Ölüm gibi seçmek, şansını denemek ve umutlanmak kendi aklımda demlenen düşünceleri seyreltip içmek mümkün mü?
Sessizce düşen kelimeler aklımın kalabalığından daha daha yalnız.
Afilli cümleleri alt alta sıraladığım şiirlerden ibaret hayatım.
Her biri zırva boşver gitsin.
"Kim oldun da yazıyorsun kendin oldun mu?" Derler adama.
Ben bulamadım kendimi yaşamsal saçmalıklar içinde, iki satır etmez hayatım.
Bırakıp gidesim var aklımı sırtlanıp.
Kendime en yakın olan yeri seçip
hani " ölümlerden ölüm beğenmek" vardır ya, bende yaşamlardan yaşam beğenmek isterim. Kaçıp gitmek hayatın zırvalarından,en acısı kendimle geçireceğim zamanı çalanlardır.
Haykırasım geliyor, sessiz çığlıklar atıyorum gecenin yüzeyine.
Seyirlik bir oyun gibi hayatım.
Tamamı zırva.
Neyi kime anlatırım. Sökeyim atayım zehrimi aynı sözlerin dönüp durduğu damarlarımdan.