kırmızı

uğraştırırken seni büyük bir hengamede

sürekli atıp durur

bitmek bilmeyen aşağılık işkence

aptal yok oluşlara tırmandığını

merdiveni yapmaya çalıştığını sanırsın

merdiveni yıkmaya çalıştığını çoktan anlamışlardır

sen anlamazsın

anlamamakta diretirsin

buraları kesip atalım diye yönetmene itirazda bulunamazsın

kanamaya devam eder

kırmızı

uğraştırıp durur

sürekli bitmediğini söyler

aptal yığınlar nefrete boyun eğerken

ne diyeceğini bilemezsin

sen

sen

yok olmayı aradığını zannedersin

kıyıda esenlediğin bildirileri unutursun

sen

bir gece parıltısına inanıp

rüyanın gerçekleşmesini dilersin

yıldızları görebilmeyi dilersin

dilediklerine dikkat etmezsin

sürekli bir devamlılık

aradığını bulmanı engeller

kimse sormaz ne aradığını

köpek balıklarına bağlıdır belki sonu

hiç gelmeyecek geminin mürettebatıdır belki

anlamaz

yıkımla boğuşan aptal hengame

süreli yığınların diretmesi işlemez

zaman yıldırır pörsümüş film şeritlerini

pes eder tozlarına yenilip

gelmeyeceğini anlar

dilediklerine dikkat etmeyi bırakır

süresiz devamlılık biter

her şeyin sonunda olduğu söyleneni

her şeyin sonu söyletmez

söyletmez

yıkımın ta kendisi olduğunu

sürülür

orada kalmış nefretlere sığınarak

kelimeler yetersiz kaldı zanneder

kullanmayı bilmez

korkunun efendisi ensesine

gökyüzü için ilerisiz bir yarın bıraktırır

ekranlara bakmayı bir mantığa bağlayamaz

bu böyle denir

ilerler gider günler

güruhların dengesizliğine yenilerek

yalpalamayı bir borç sanarak.