Mâ-i râkid-misâl leyl
Şi'r-i hevâ-riz'e münkâd
Bir tekke mehâsin-i âlem,
Gam-ı munis keremkâr...
Leyle intizar eden minvale
Gönüle doğan yolculuklara
Cihannümada seyre dalan sükûtuhayale
Tevâfuk hicâb-ı çetr-i anberin
Saçları örme, gözleri akik
Kara yazmasında neşesi ân-ı vâhid
Zülüflerinde ân-ı seyyâle
Âtî, bî-mihr bir ana.
Asâr-ı sâlife azâb-ı elîmle gark olur
Âtî'de midir mükellefi?
Keenlemyekün, temhir etsek
İnsa-yı mâzı eder mi?
Mukavemet gösterir ancaksırça köşk dâr-ı
Uzlet serâ-yı samt u gurûr*
Nukûş-ı encüm-i vahdet
Garbdan mütebessim zühre.
Lügatte:
Durgun su gibi gece
Havada ddökülen şiire boyun eğen
Bir tekke dünyanın güzellikleri,
İncitmeyen gam ikram eden...
Geceye bakan yola
Gönüle doğmuş yolculuklara
Terasta seyre dalan düş kırıklığına
Denk düşen örtüsü karanlık gece
Saçları örme, gözleri akik
Kara yazmasında neşesi bir an
Şakaklarında sarkan saç lülesi bir anda akıp giden zaman dilimi
Gelecek, şefkatsiz bir ana.
Geçmiş asırlar acı veren azapla boğulur
Gelecekte midir sorumlusu?
Hiç olmamış gibi mühürlesek
Geçmişi unutturur mu?
Dayanır ancak cam köşk sahibi
Gurur ve sessizlikten yapılmış yalnızlığın sarayı
Yalnız yaşayan yıldızların nakışları
Batıdan gülümseyen çoban yıldızı.
*Not: Ahmet Haşim'in Şimdi adlı şiirinden alıntıdır.