1.
ölüm rengine bürünmüş
bir Ahmet Erhan portresi gibi
dolaştım kendi kıyılarımda
yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım
elimi düğmeledi...
Bu yürek
Seni seveceğini biliyordu herhalde
Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir
Bire bin veren buğday
Elmadaki mayhoşluk
Hukuki beşer
Çınçınlı ha...
incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
*
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
neden ...
Çocukluğun taşrası, romantik balkondan seni yelpaze gibi açıyorum. Eskiden
olduğu gibi sokakların terk ettiği ben, terk edilmiş sokakları inceliyorum.
Düş ...
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
İm...
Atatürk'ün bir sözü vardı
Yediveren bir gül gibi açardı
*
Atatürk'ün bir atı vardı
Etilerden beri yaşardı
*
Atatürk'ün bir resmi vardı
Buğday tarlası ...
Alıp içinde sesler uçuşan bu akşamdan
Hafızamı bir deniz kıyısına çeken yol,
Aydınlık rüyaların peşine düşen gondol
Mavi bir denizde yüzer gibi yanan şamd...
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.
*
Anlayamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bul...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok