Ana rahmine düştüğümüz ilk günden bu yana yaşam ancak mide bulantıları ve sancılarla hissedildi. Varlığımızı çektirdiğimiz acılarla hissettirdik. Bugün? Bugü...
Öylesine yazmak için yazanlar… Sırf edebi bir değeri olması adına uzun uzun betimlemeler, imgeler yaratıp sonra tüm sıradanlığıyla nesneyi çırılçıplak ortaya...
Kalem,
Yüksek surları, siyah taş duvarları
Kocaman ağır kapıları
Kara kargalar, beyaz mezarlar
Kara gece ve hüzünlü bulutlar
Islak toprak, çamurdan adım...
Dünyanın oluşumundan beri bu kaçıncı şubat? Bu benim kaçıncı hayatım? Dünyadaki bu depremlerin sebebi ne? 8 milyar insancık hep birlikte nasıl bu kadar başar...
Bir parça hüzündü
Masanın üzerine bir not gibi bırakılan
Terk eden bir kadın tarafından bırakılan
Masanın üstündeki bir bardak su için uyanan adamı üzdü
...
Yaşamın el değmemiş yaraları var
İnsanların üzerinde yürümekten korktuğu
Anlamsızlık var mesela
Ne için yürüdüğümüzü bilmediğimiz yollarda
Arayışlarımız ...
O kadar uzakta durup da bu kadar içimde olman
Bir başkaldırı sevgilim
Geziniyorsun yasaklı kitapların satır aralarında
Sen şairin teşhir etmek istemediği ...
Bir damla yağmur çarptı
Sırılsıklam kaldırımlara
Bir bebek ağladı
Ana caddelerin birinde bir dulun kucağında
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok