meyvesini her bir yanına dökmüş
gecenin ışıkları içinde yüzen gün gibi
pırıl pırıl bir mandalina ağacına
karşıdan bak, üstten bak, altına oturup bak
uzak...
Şu sınırlı bedenim ile
Seni sonsuza kadar sarmak geçti içimden
Bakarken gözlerindeki sonsuz evrene
Kışın kolları arasında uykudayım senle
Susturmuşum kuz...
Bu gece kelimelerimi susturdum
Çoğaltmak için içimdeki seni
Kimse bilmedi uzandım yanına
Bıraktım avuçlarına yüreğimi
Topraktı bedenim tohumu sen
Sualsi...
elleri ayakları sinema kokmuş
üzerine sinmiş kokusu romanların
boğazından geçen bir içkinin sıcağıyla
kendi dininin eski bir tanrısı edasında
bu bakışlar...
Sancılı bir gecede kesik kesik bir uyku
Uykunun renkli bir sokağında ben
Yanımda sen
Uykunun renkli sokağında bir rüya
Rüyamda karanlık bir gece
Arıyoru...
Kollarım yanıyor
Ama çalışmaktan değil
Damağımda bir kuruluk
İnan susuzluk değil
Yetiştir usta beni
Acil servise
Ama ne serum susuzluğa
Ne analjezik k...
Anladım yağmursun sen
Gördüm nehirleri taşırıyorsun
Gülümseyerek yaşlanmak değil mi derdimiz
Baktım bir kitabın satırlarını çiziyorsun
Üzerine kazak giy
...
Güneşin doğduğu yerden
Isıtır her sabah içimi güzelliği
Bak çatlamış bütün narlar
İçinde her tanesi bir başka anlatır onu
Arı kuşları çatlaklardan alır ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok