Kes at, diyebilirsin. Ama ağzın köpürdüğünde arka uylukların ön dirseklerine çarpıyor. Ağzını açamıyorsun çünkü ağzın köpürüyor. Geçip giden süratli canlılar var, benim dilim niye dışarıda diye düşünüyorum.
Rüyamda yaşlı bir adamın yatağına girmiştim. Adamın büyük göbeğinde yaşlı, kara bir karga var. Karga bana gözlerini dikmiş, onunla konuşmak boğazımdan elma yuvarlamak gibi. Abim der ki, gizem lokmalarını çiğne, hesabını tut. Ama rüyamda yalnızım ve beni gizem izliyor.
Bir otobüs frenini çekmiş, aşağı, habire iniyor. İçinde bin beş yüz tanecik yolcu var. Bazıları çocuk, ve çocuklar ön cama yapışmış. Bazıları yetişkin ve bezlerini doldurmuş. Bir koltukta motorun kokusu duyuluyor, bu keskin ve motorunu bozabilir. Çok geçmiş bir zamanda ben de motorumu bozmuştum ve otobüsleri bekleyen işçilerden biri motoru bozuk olmayan bir kıza abayı yakmıştı.
Bizim evdeki vantilatör demirlerine çarparak dönüyor.
Deneme yazmak deyince aklıma hiçbir şey gelmedi, ama zeminle birim, insan çok fazla hikaye üretebilir.
Bir de göbeğim gibi, çok çıktığı için şu günlerde, ön cama yapışmayı ihmal ediyorum, motorum sağlam gibi ve zehirler zaman zaman, ama bilmiyorum neyi ne değerli kılarmış.
Uzun uzun camdan bakınca cam sana bakmaya başlamıyor. Vantilatör de amma dirayetli.
Ev arkadaşlarım evin ağzına sıçmış, ben yaylaya çıktığımda. Bizim yayla da kargaya yakındır, neredeyse 100 metre. Kargaya anlatıyorum beni hiç dinlemiyor, gel göbeğine otur diyor. Yaşlı adam oluyorum rüyamda, kendimi kirletecek.
Kahve içmek için bir sandalyeye oturunca eğitim hakkında konuştuğumuz oluyor. Ana baba günü gibi kahve. Süt mideme dokunduğu için, her içtiğimde şişen göbeğime kargayı ve onun eğitimsizliğini koyuyorum. Aslında herkes herkesi kirletiyor.
Annemgil yola çıkmış, soytarıma kaçacak yer arıyorum kimse beni dinlemiyor. Ev arkadaşlarımdan biri bağırıyor çünkü bağırmak onun hakkı. Mesela osurmak da benim hakkım.
Dişim de günahın artığı kalmış, poşete gizlice attığım elmaları bağırsağımda kurutuyorum. Dama çıkınca bunları asıver, diyor karga. Esasında kargayı dinleyecek olsam belki kanatlarımı pişirebilirim. Ama bonfile daha iyi oluyor diye kendime ses etmiyorum.
Bir de kedi meselesi var, vantilatör gibi dişlerime çarpıyor. Kargayı ne yapıyoruz, diyecektir bana kedice. Kediciğim bilmiyorum, der gizem. Kedi kargalar ve gizemler bir olup susuyoruz. Çünkü elimden olmayan bir şeyi yok.