Güldü, ağladı, anladı. Hiçbiriniz bilmeyecek mi beni? Sırtımı yasladığım agaçlar bile anladı. Güzün ortasında döktüler yapraklarını. Benim için, benim yerime. Yahu hep yediğinizden mi söylersiniz siz. Ben ne severim bilmez misiniz? Saçlarım gece gibiydi şimdi sevabınızdan fazla beyazlarım. Her şey kaderden gelendi. Acılarımla bile birer kadeh devirip dertleşmişliğim var. Hayat kadınlarından şefkat, çöpçülerden sadaka almışlığım. Bunca sağırlık yalnız bana mı, yoksa siz de mi bir bohça bir yırtık ayakkabı yoldasınız. Hiç düşünmez misiniz ne iş yapar ruhum bu dünyada diye? Dokunmuyor, cebinizi doldurmuyor diye sevgiyi yok beller kedileri nankör sanırsınız. Hepiniz beni tanıdınız. Yalandan sorduğunuz hal hatırlar bile ıkınarak çıkardı boğazınızdan. Hep bir acele, hep bir kalabalıktınız. Yoksa fark etmediniz mi? Benden çok siz yalnızsınız.
Benim benden başka kimsem kalmamış milyarda. Siz daha kendinizle sarılmamışssınız.