Susmak bilmiyorum.. Her geçen gün daha çok konuşuyorum. Ağaçlarla, eşyalarla, kendimle hatta evdeki böceklerle. Arabamla, gözyüzüyle, yoldan geçen insanlarla, etrafımda kalan birkaç dostla.. Beni anlıyorlar mı demeden anlatıyorum da anlatıyorum. "Eee koca bir aptalsın da ondan.." diyorlar belki de bilmiyorum. Benim amacım bana ağır gelen düşünceleri satmak. Çünkü biliyorum onlar önemsemeyecekler benim kadar. Dert edinmeyecekler. Birkaç gülücük, kahkaha bırakacaklar ortama. Dalgayla, şakayla basitleştirecekler. Bende gülüp geçeceğim ilk kez.. "Bak, sen uyutmadın beni. Bende böyle küçük düşürürüm işte seni.." diyeceğim aynada kendime. Zihnime başkaldırıyorum yani. Hain diyecek bana ama umrumda değil. Çünkü uyutmuyor beni.. Gecelerimin sessizliğini bozdu. Takıntılar getirdi hayatıma bir sürü. Kapı gıcırdadı, saat tik tak dedi, kuş uçtu, böcek geçti, sinek kondu, araba farı yandı, söndü, komşu bağırdı, çocuk ağladı.... Peki ya ben... Benim gözler tavanda kalakaldı. Sesler o kadar netti ki uyku falan kalmadı. Sonra koyun say, keçi say, yıldız say... 1,2,3...10...20... Say say sabah ettim. Sabaha, güneşi gülümseyerek selamlayanlara tiksintiyle bakarak başladım. Sürekli mutlu olan ah şu zavallılar, diyerek... Kıskançlık mı yoksa onların samimiyetsizliğinden mi artık bilmiyorum orasını. Gözlerimde tavanla olan yoğun konuşması yüzünden bitkin bir halde zaten... Bu yüzden benden iyimserlik beklemeyin. Güzel bakacak göz kalmadı bende. Yani size de iyi oldu. Beni uyutmazsanız böyle ulu orta rezil olursunuz. Dedikodu malzemesi yapar alay ederim sizinle. Etrafımda kim varsa satarım hikayenizi onlara.. İstemiyorsanız beni salın bu gece. Bırakın uyuyayım.


Son kez uyarıyorum sevgili düşüncelerim, yine beni uyutmazsanız eğer sabah rezil edeceğim sizi bilesiniz. Şimdi güle güle, iyi geceler ve kaybolun..


-qq-