atlıların susuzluğu mevsim olmadan niye
durağan, eskiyen ve bana eriyen güneş kimin
ol'a rağmen
inandık
hayatın gerilmeye müsait bir yüz kası olduğuna
inandık irkilmiş bir vücudun
çekülsüz duvarlara bile tırmandığına
yazık ki bizi taptığımız topraklara gömdüler
bundandır yüreği bıldırcının amansız çarpıyor
bundandır topraklar
bizi dünya gözüyle gördüler
bu haritayı hanginiz çizdi?
yolun bitmesine bile razıyken
telaşlara teşne olmam bunun için mi
biliyorum ne de olsa bizi artık hiçbir koşu yormayacak
ne bir koku
ne de daha önce bükülmüş bir bileğin zapt ettiği yumruk
dişim sıkıldı uzayacak bir yol ne kadar uzaksa artık
sen mezar değilsin
sen mezar değilsin
beni isalara benzeten çarmıh
sırf bu yüzden bizi kollarımızdan tutup
atımızdan indiren zamanı cellat bildik
vurduk vurulduğumuzdan fazla ama
dayaklar yiyerek kendimize bir kavga edindik
bir düş
sokakları dövdüysek de uçtu rindlerimizin üstünden
mağlupluğumuzu yatay ve bucaksız ağlayan bir kuş
bu haritayı hanginiz çizdi?
Oğuzbey
2020-08-26T10:58:49+03:00Yorumlarınız için çok teşekkürler Muhammed ve Sena :)
Sena Türkmen
2020-08-26T10:30:19+03:00"inandık
hayatın gerilmeye müsait bir yüz kası olduğuna"
Nefis bir şiir olmuş, kaleminize sağlık.
Muhammed Dalpalta
2020-08-26T00:17:50+03:00Okuması hoş bir tad bıraktı. Güzel bir üslubunuz var. Kaleminize sağlık.