gecenin şefkat ve şehvetle sulandığı nokta kilit orasıdır

tırnaklarınla kazıdığın kızıl yoldan sapan o 

sopranonun bedendeki diasporasıdır 

hatırlar mısın bilmem 

yeni doğanların ilk ayaklandıklarındaki 

dolap kapağı fetişi gibi 

sebepsiz, sepsebepsiz çekip gitmiştim 

kahkahanın iki göğsün arasından başladığını keşfettiğim o şark treninde 

özbek bir hizmetçiye paspas çekmiştim 

ve

beni buna mağlup olduğum sevdalar değil 

sen azmettirmiştin


‘benim mi allahım facesitting yapılmış bu yüz’

+18 VE GÜZ VE KUZ

ve 9 kere geçti adın bir şiir kitabında 

o da bir şey mi ulan 

tam kalbimin üzerine denk düşeceği noktasına

adını kazımıştım koğuş ranzasına 

vazgeçmeyeceğim sana mahkum olmaktan 

serengeti'deki ilkel pagandan bu yana 

tüm yaşamışların suçu omuzlarıma da kalsa 

allah’sa allah karmaysa karma

doğdum doğalı beni vuran her ne haltsa

bilsin hiçbir suçum günahım yok 

3’erli gruplara ayırdığım arap kağıtları dışında