Elinde sazıyla bir arkadaş söylüyor

Birkaç kişi sessizce dinliyor etrafında 

“Ormanların gümbürtüsü başıma vurur

Nazlı yarin hayali karşımda durur”

Sanki bir sızı yayılıyor dudaklarından ve mızrabından havaya

Yüzü belirsiz, iri yapılı olduğu kalmış aklımda


Koğuşa yeni gelmişim

Sandalyenin üstünde el yıkamak için musluklu bidon,

Hep pis suyuyla plastik leğen altında

Ranzam onların tam yanında


Geceler değil, sabahlar karanlık bana

İçimde yaşanılacak bir yeni günün daha korkusu

Umutsuzluğa uyanıyorum o köhne kapanda

Zihnimdeki tek çare, bir ihtimal daha var diyen o malum şarkıda


Alışacaktım elbet

Çıkmaz, bir yanılsamadan ibaret 

Sorun on yedi yaşındaki çocuğa bunu anlatmakta.