Bir yıl daha akıp gidiyor ellerimizden, usulca… 2024, ardında bir yığın hatıra, bir tutam hüzün ve bir avuç umut bırakıyor. Takvim yaprakları dökülürken, bir yılın ardındaki izler yavaş yavaş silinmeye başlıyor. Ancak silinmeyen, içimize işleyen, bizi biz yapan o anlar…
Şair der ki, "Her ölüm erken ölümdür." Her yılın vedası da öyle değil mi aslında? 2024’ün ölümü, onca yaşanmışlığın sonbaharında düşen bir yaprak gibi erken geliyor. Yarım kalmış hayaller, son dakikada yetiştirilmeye çalışılan hedefler, tamamlanmamış cümleler… Ama belki de her bitiş, bir başlangıçtır derler ya, işte o yeni başlangıç, 2025’in eşiğinde bekliyor bizi.
2024: Küller ve Anka Kuşları
2024, dünyada pek çok şeyin yerinden oynadığı, belki de yeniden inşa edildiği bir yıl oldu. Savaşlar, barış çabaları, ekonomik dalgalanmalar, iklim krizinin sert yüzü... İnsanlık, var olmanın ve hayatta kalmanın anlamını bir kez daha sorguladı.
Ancak 2024, sadece sıkıntılarla hatırlanacak bir yıl değildi. İnsan ruhunun direnci ve umudu da bu yılın en büyük kahramanı oldu. Sokaklarda yankılanan şarkılar, meydanlarda toplanan kalabalıklar, bir çocuğun attığı kahkaha... Hayat, en zor zamanlarda bile kendine bir yol buldu.
Kendi 2024’ümüzü düşünelim. Nerelerde düştük, nerelerde kalktık? Hangi sevdalara tutunduk, hangilerinden vazgeçtik? İnsan, yaşadıkça öğrenir. Ama öğrendikçe bir o kadar da anlamaz olur her şeyi. Belki de 2024 bize şunu öğretti: Geçmişi anlamak kadar geleceği kucaklamak da cesaret ister.
2025: Umut ve Belirsizlik
Şimdi 2025’e bakıyoruz. Bir bilinmezin kapısını aralıyoruz hep birlikte. Yeni bir yıl, her zaman umut demektir. Hani deller, "Her şey birdenbire oldu." İşte 2025 de belki her şeyi birdenbire değiştirebilir.
Yeni yılın getireceği değişimleri kim bilebilir? Belki daha adil bir dünya için atılan ilk adımlar bu yıl atılır. Belki de her şey yine aynı kalır. Ama değişim, bir kişinin içindeki kıvılcımla başlar. Belki o kıvılcım, bu makaleyi okuyan birinde filizlenir.
2025, bir kağıt kadar beyaz, bir okyanus kadar derin. Bizim ona neler yazacağımız, hangi hayallerimizi gerçekleştireceğimiz tamamen bize bağlı. Yeni yıl, hayalleri yarıda kalanların, kalemi elinden bırakmayanların yılı olabilir.
Elveda ve Merhaba
2024’e veda ederken, kalbimizde tatlı bir burukluk var. Ancak her son, yeni bir başlangıç taşır içinde. "Bir kadını alnınan öpmeye benzer ayrılık" derler. Belki 2024’le vedamız da böyledir; sevgiyle sarıldığımız ama ayrılmak zorunda olduğumuz bir dost gibi...
2025 ise bizi karşılayan yeni bir sevgili gibi. Heyecan verici, gizemli ve umut dolu. Onu tanımak, anlamak ve birlikte yeni bir hikâye yazmak bize düşüyor.
Elveda 2024… Anılarınla yaşayacağız.
Merhaba 2025… Hayallerimizi seninle kuracağız.
Ve işte, hayat dediğimiz şey tam da burada, bu iki satır arasında gizli: Veda ile merhaba arasında.
AVUKAT
Mahmut KASAPOĞLU